Uluslararası Para Fonu’nun (IMF) 7 Nisan’da yayınladığı Mali İzleme Raporu, Anadolu Ajansı’nda bugün (1 Mayıs) “Türkiye likit destekle devleri geride bıraktı” başlığıyla haberleştirildi.
Ajans raporu sosyal medya hesabından şöyle sundu:
“IMF Mali İzleme Raporu’na göre, salgın sürecinde Türkiye, G20’nin yükselen ekonomileri arasında GSYH’sine oranla en fazla likidite desteği sağlayan ülke oldu.”
Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanı Fahrettin Altun, haberi “Her şey milletimiz için” diyerek paylaştı:
“Salgın sürecinde milletimiz sıkıntı yaşamasın diye piyasayı rahatlatıcı desteklerimizi maksimum seviyeye çıkardık. Türkiye, likidite desteğinde G20 ülkeleri arasında piyasaya en fazla likidite desteği veren ülke oldu. Her şey milletimiz için.”
Peki raporda “likidite desteği”nden kastedilen neydi?
AA’nın haberini ve IMF raporunun anlamını DEVA Partisi Ekonomi ve Finans Politikaları Başkanı İbrahim Çanakcı, Serbestiyet’e değerlendirdi.
Çanakcı, 2003-2014 yılları arasında Hazine Müsteşarlığı yapmış, ardından IMF’de İcra Direktörlüğü’ne seçilmişti.
Çanakcı’ya göre Anadolu Ajansı’nın haberi “göz boyama”, yayınlanan tablo da “vatandaşı borçlandırma” tablosu.
‘Vatandaşı borçlandırmakla övünülmez’
“Bahsedilen tablo, vatandaşı borçlandırma tablosudur. Pandemi döneminde ülkeler vatandaşlarına ya doğrudan gelir desteği sağladılar ya da kredi, likidite ve garanti desteği verdiler. Anadolu Ajansı’nın haberini yaptığı listede kredi ve likidite desteği gösteriliyor. Oysa bu vatandaşa gerçek destek değildir. Yani vatandaşa ihtiyacını karşılamak için verilen karşılıksız bir destek değildir. Bunun nesiyle övünülür? Tamamen saptırma ve yanıltma amacıyla yapılmış bir haber. Vatandaşı borçlandırmakla övünülmez. Türkiye, vatandaşını borçlandırmada en önde; vatandaşa gelir desteği sağlamada en geride yer alıyor.”
‘Doğrudan destekte sondan ikinciyiz’
“Pandemi döneminde ekonomisi ve mali yapısı güçlü ülkeler vatandaşlarına, esnaf ve küçük işletmelere doğrudan nakit gelir desteği sağladılar. Bu destekleri de bürokrasiye boğmadan, içinden çıkılmaz şartlar ve prosedürler koyarak yapmadılar, vatandaşlarına, küçük işletmelere ve esnafa ihtiyaçlarını karşılamak üzere hemen kullanabilecekleri çekleri gönderdiler. Türkiye, maalesef doğrudan gelir desteği sağlamada G20 ülkeleri arasında Meksika’dan sonra, sondan ikinci sırada yer alıyor. Ne yazık ki mevcut yönetim ülkemizi kötü göstergelerde zirveye taşıdı, iyi göstergelerde diplere itti.”
‘Gelir desteğine bütçeden anlamlı bir katkı yok’
“Türkiye’de verilen doğrudan gelir desteğinde de hükümetin bütçeden yaptığı harcama çok az kaldı. Bu desteklerin önemli bir kısmı İşsizlik Fonu’ndan verildi. Yani işçinin hakkı olan, işçiye geri verildi. Hükümetin kendi bütçesinden verdiği destek çok sınırlı. Neredeyse her 100 liralık desteğin 85 lirasını işçiden alıp işçiye geri ödendi. Bu anlamlı bir destek değil.”
Vatandaşa verilen destek milli gelirin yüzde 1,1’i
“Milli gelire oranla baktığımızda da gerçek tablo iç açıcı değil. Ülkemizde doğrudan gelir desteğinin milli gelire oranı yüzde 1,1’de kaldı. Yeni Zelanda vatandaşına milli gelirinin yüzde 19’u oranında destek sağlarken, ABD yüzde 17, İngiltere yüzde 16, Almanya yüzde 12 oranında destek sağladı. Türkiye’de kaç? Yüzde 1,1. Gerçek tablo maalesef bu.”
‘Japonya esnafının derdine düşen ajanstan da bu beklenirdi’
“Türkiye’deki esnafın sorunları yerine Japon esnafının çilesini haber yapan ajanstan da bu beklenirdi. Bugün iki esnafın intihar haberini aldık. Siftah yapamıyorum diyen bir kokoreççi, İzmir’de bir kahvehane sahibi intihar etti. Bu acı gerçekler, göz boyamakla, algı operasyonlarıyla örtülemez. Bıçak kemiğe dayandı. İktidar algı operasyonunu bırakıp, bir an önce vatandaşa gerçek anlamda karşılıksız, hibe niteliğinde doğrudan gelir desteği vermeli.”